“Mavi kelebekler” hikâyesini duymuş muydunuz?
Toprak, insan cesetleriyle beslendiğinde, Artemis çiçekleri açılır ve bu çiçekler, mavi kelebeklerin besin kaynağı haline gelir. Yıllar önce Srebrenitsa’da binlerce mavi kelebek görülmesi üzerine; uzmanlar sebebini araştırdı ve sonunda yüzlerce toplu mezar ortaya çıktı. Peki, bu mezarların arkasında ne yatıyordu?
1992'de Yugoslavya'nın dağılmasının ardından Sırplar, Hırvatlar ve Boşnaklar arasında patlak veren savaş, Balkanlar'ı kan gölüne çevirdi. Bu savaşın en kanlı ve insanlık dışı sahnelerinden biri ise Srebrenitsa'da yaşandı. Savaş devam ederken Birleşmiş Milletler, Srebrenitsa'yı "güvenli bölge" ilan edip burada yaşayan sivilleri koruma sözü verdi. Hatta kasabaya gelen BM askerleri, insanlara yaşama güvencesi veriyor, "Yaşamlarınız BM güvencesi altındadır." diye anonslar yapıyordu. Ne yazık ki verilen garanti yerine getirilmedi. Üstelik bu güvence, korkunç bir ihanete dönüştü.
Barış Gücü'nün başındaki Hollandalı komutan Thom Karremans, yaklaşık 25 bin Boşnak Müslüman'ı Ratko Mladiç önderliğinde Sırp kuvvetlerine teslim etti. Ratko Mladiç, Srebrenitsa kasabasını Osmanlı’ya başlattıkları isyanın anısına, Sırp milletine armağan ettiğini söylüyordu.
Sırplar, kendilerine altın tepside sunulan Srebrenitsa’da 11 Temmuz 1995’te katliama başladı. 8 binden fazla Bosnalı Müslüman erkek katledildi. Yaşlı, kadın, çocuklar ayırt etmeden binlerce Boşnak sadece birkaç gün içinde acımasızca öldürüldü. Cesetleri yakıldı, toplu mezarlara atıldı ya da çok uzak bölgelerde gömüldü.
Tüm bu katliam sadece bir hafta sürdü, ancak 2. Dünya Savaşı'ndan sonra yapılan en büyük soykırım olarak tarihe geçti. İşin ironik tarafıysa; Srebrenitsa'nın işgal edildiği saatlerde, soykırımın en büyük sorumlularından BM Genel Sekreteri Boutros Ghali, Atina’da Barış Ödülü alıyordu.
Yıllar sonra, Lahey Savaş Suçları Mahkemesi, Ratko Mladiç'i savaş suçu işlediğine hükmederek ömür boyu hapse mahkûm etti. Lahey Adalet Divanı, bu katliamları “soykırım” ilan ettiğinden Srebrenitsa Katliamı, Avrupa'da “hukuksal” olarak belgelenmiş ilk soykırım olarak tarihe geçti.
Sırp askerleri, katliamın izlerini silmek için cesetleri uzak yerlere gömerek saklamaya çalışmıştı. Ancak mavi kelebekler, onların katliamın izlerini silmesine izin vermedi. Yüzlerce toplu mezar, kelebeklerin peşine düşen araştırmacılar tarafından keşfedildi. O günden bu yana “mavi kelebekler” Bosna halkının acısının bir sembolü haline geldi.
Bu katliam, insanlığın karanlık bir yüzünü gösterirken, aynı zamanda adaletin ve hafızanın önemini de hatırlatıyor. Bugün, dünyada bu tür trajedilerin tekrarlanmaması için adaletin yerini bulması ve geçmişin unutulmaması gerekiyor. Zira, unutulan her soykırım zamanla yeniden tekrarlanıyor.